5 Nisan 2008 Cumartesi

Çocuk...


Bir zamanlar... Bir zamanlar çocuk olmaktı,büyümek. Büyüyüp kirlenmekti çocuk olmak. Büyümeye hevesli olabilmekti. Temiz olmaktı,üstü başı kirli de olsa. Çocuk olmak,elma şekeriyle mutluluktu. Ya da bir topitopla... Dertsiz kedersiz. Hani ağlamalar vardı;istediğin oyuncak alınmadığında ya da elinden sakızın alındığında. Hani mutluydun. Dertsizdin. Nedir bilmezdin hayat.... Çocuk olmak bilinçsizlikti. Bilgisizlikti. Ama mutluluktu...
Büyüdün zaman geçtikçe. Boy attın,pos attın. Gülüşlerini saklamak istedin çocukluğundan arta kalanlarda. Anıların yanında. Onları da alanlar oldu senden. Onları da çaldılar. Elinde anıların kaldı. Bir tek onları alamadılar elinden. Ama o günleri alan zaman oldu. Zaman geçtikçe unuttun. Unuttukça uzaklaştın mutlulukla güldüğün zamanlardan... Yani içten güldüğün zamanlardan... Unuttun gülümsemelerini. Silindi. Artık her gülümsemenin altında yatan bir acı oldu. Acılarına gülümsemelerini maske yaptın. Ağlamalarına da kahkahalarını... Gülemedin kaç zamandır içten... Gülümseyemedin kaç zamandır yürekten... Hepsi aslında bir maskeydi...
Sonra... Zaman geçti... İlk defa sevdin bir hayırsızı. İlk defa o zaman tattın sevdanın şarabını. Tadı hoştu. Sana bıraktığı duygu da. Yarı uyuşuk,yarı ayık... Bir sarhoşluk meselesi oldu. Sevda şarabıydı bu içtikçe içilen. Ama her şeyin bir sonu olduğu gibi,bu şarabında sonu vardı. Şişenin dibinde kendine bakarken bir andao acı gerçekle karşılaştın. Bitmişti. O sevda şarabı bitmişti. Ama her şarap gibi seni kendine alıştırmıştı geçen onca zaman zarfında. Sen onu istiyordun,ama o çoktan bitmişti. İşte ilk sevdan buydu... İşte ilk hüznün buydu... Yani işte ilk aşkın acısından tattığın andı bu an... Ve o acıya yıllarını verdin... Halbuki rafta daha çok şarap vardı açmanı bekleyen,daha kalitelisi... Ve devamının olduğu....
Ve sonra. Sevildin. Öyle sevildin ki,sevenin canı pahasına sevdi seni. Sevdi. Sevmekten vazgeçmedi. Çok sevdi. Ama sende düş kırıkları vardı. Sende hüzün vardı o ilk sevda şarabının bitmesinden dolayı kırgınlık vardı. Hatta belki de inançsızlık. Hani karşına çıkan seni gerçekten sevdi. O;şarabın hiç bitmeyeceğine yeminler bile etti. Ama sen hüznünde kaldın. Hem kendin üzüldün. Hem O'nu üzdün...
Ve ansızın masallar bitti hiç beklenmeyen o anlarda. Sonları iyi olmayacak şekillerde... Bitti... Bir vardı... Bin yok oldu...