19 Ocak 2008 Cumartesi

1.5 Liralık Çay...


İstanbul'a gün batıyordu. Ve o günün batışını bir çift göz seyreyliyordu. İçinden geçirdi; "Ne güzel martılar yarıyor kanatlarıyla havayı ve uçuyorlar bir mavilikten bir maviliğe." Çaycı başında dikilmişti yine,"Koy bakalım" dedi "Demli olsun bu sefer" İnce belli bardağının beline vura vura karıştırdı attığı o eriyemeyen şekeri. Usturuplu bir yudum aldı çayı az karbonatı bol çayından. Bitmek üzere olan cigara paketinden bir tane daha dal çekti. Ve bir nefes doldurdu boğazın o kızılboyalı manzarasına. Bir vapur yararak gidiyordu denizi. Vapurda insanlar. Evine gitme telaşında. O sırada aklına düştü o sabahtan beri sormadığı soru; "Ben nereye gideceğim şimdi?" Uzun zaman olmuştu bir sırt çantasına koyduğu eşyalarla yola koyulalı. Gidecek yeri vardı var olmasına karşı ama orası şu anda kilometrelerce uzaktaydı. Bir sevdalıktı düşmüştü yollara. Düşmüştü ama bu şehrin,bu yedi tepeli şehrin büyüsü adeta buraya çakmıştı. Yedi tepeli şehrin yedi tepesine birden yedi umut gömmüştü hiç farkında olmadan. İçinden geçirdi; "Ahmet'i aramalı" diye çıkardı telefonu ve hemen buldu Ahmet'i... Cebinden "Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor" dedi soğuk bir bayan sesi. Tekrar düşündü. "Kimi aramalı" diye. Aklına askerlik arkadaşı geldi; "Evet" dedi içinden,"O da beni kabul etmezse kim edecek? Kim kurtardı onu yüzbaşının elinden? Hem kan kardeşim de değil mi?" dedi. Askerlikte güneydoğuda teröristlere karşı savaşırken yaralanmıştı da kan vermişti kan kardeşine. Hemen çevirdi numarasını. Çaldı çaldı ama açan olmadı. Tekrar aradı belki duymamıştır diye. Yine aynı. Çaldı açanın olmadığı o telefon. Çaycı yine yanında belirmişti. "Abey çay verem mi" diyen o güzel sonradan öğrenilme Türkçesi ile. "Yok, sağ ol. Sen bir hesabı getiriver sana zahmet" dedi. Çaycı gitti çok geçmeden geri geldi. "Abey 3çay 1.5lira"dedi. 2lirayı verdi ve motoruna doğru yürüdü.

Martılar göğü yarıyordu kanatlarıyla. Vapur yarıyordu içindeki insanlarla denizi... Bir motor çalıştı. Ve uzaklara doğru kilometreleri yararak uzaklaştı.




Special thanks for photo;
Photographer: Faruk