19 Eylül 2007 Çarşamba

Hayatı Dondurabilmek...

Hayatı dondurabilmek. Hiç akmıyormuşcasına. O anda kalabilmek mümkün mü? Hani o en mutlu anda kalabilmek. Ya da hızlandırabilmek hayatı. O kötü günleri bir anda geride bırakabilmek mümkün mü? Kısmen. Kısmen kalınabilir. Fotoğraf makinelerini düşünün. O en mutlu anları yakalayan makinelerdir onlar. O anı dondurabilirler. Hani sizin yapamadığınız şeyi yaparlar. Size yardımcı olurlar. O anı dondurabilirler ve siz istediğinizde o ana dönebilirsiniz... En azından anılarınız yardımıyla...
Beyin de bir fotoğraf makinesidir. Kişiliğinize göre çeker fotoğrafları. Aslında herşeyin fotoğrafını alır. Saklar. En kötüsü de asla silmez. Hatırlamak istemediğiniz şeyleri sürekli hatırlarsınız. Hani üstüne gidince olmaz ya. O da öyle. Saklar silmez. Sürekli hatırlatır. Sizi geçmişinizle yaşamaya zorunlu bırakır bazen. Gözlerinizden yaşlar süzer yeri gelir.
Hayata ara vermek. Aslında zamanı durdurmaktır. Kendinize göre. Hayat her zaman devam eder. Ama acıların silinmesi için gerekli olan zamanı çoğaltırsınız bu sayede. Yaralarınız sarılır. Ama sarıldıkça bir fazla kanarlar. Sargı bezinden yere damlar kan damlaları. Ağlarsınız,çığlık atarsınız. Bunalırsınız,susarsınız. Kendinize gelirsiniz en sonunda...


Kalem arkası: Kendime gelmek adına,hayatıma kısa bir süre ara veriyorum...