15 Eylül 2007 Cumartesi

Haykırış...



Haykır,bağır da duyulur mu bari sesin?Yalnız odanda bağırsan kime ne?Duymazlar ki sesini.Kısılır sesin.Sende sessizliğe gömülürsün.Direnmek boşa mı?Direncin kırıldığında.Sevdiğinde,sevildiğinde.Onlar da bittiğinde.Çare olur mu yakarışlar?Göz yaşları,yalvarışlar.Gidenin ardından dökülen göz yaşları geri getirir mi gideni?Haykırışlarını duyar mı giden?Duymaz.Neden o zaman bu kadar direniyorsun?Bu kadar haykırıyorsun?Ya döktüğün göz yaşları?Çığlıkların?Hepsi boşa değil mi?
Duyulur mu sesin boşlukta?Yankılanır mı haykırışların sonsuzlukta?Yıpratma kendini boşuna...
Hiç bir zaman duyulmadı çığlıklarım.Her ne kadar sesim çıkmasa da yüreğimden kopan parçaların sesi yankılandı içimin dört duvarında.Göz yaşlarını döktü içimdeki ufak tefek çocuklar.Her ağladıklarında bir tanesi eksildi.Herşeyden önceydi.Bir avuç dolusu çocuklarım vardı.Şimdilerde 2elin parmaklarını geçmiyor sayıları.Ama büyüdüler.Belki de ağlayarak büyümeleri gerekliydi.Belki de bu yüzden ağladılar sürekli.Şimdi daha güçlüler belki de.
Onların çığlıkları içimdeki dört duvara çarptıkça titredi bedenim.Onlar ağladıkça yaşlar süzüldü gözlerimden.Onlar haykırdıkça ben haykırdım.Belki sessiz.Onlar titretti bedenimi.Onlar haykırttı sessizce beni.Onlar ağladığı için döküldü yaşlar gözlerimden.Ben asla ağlamadım.Onlar ağladığı içindi o yaşlar...