17 Kasım 2007 Cumartesi

Hasan Usta'nın Hikayesi-1

Bilir misiniz Hasan Usta'nın hikayesini? Adana'nın bozkırından,İstanbul sokaklarına uzanan hikayesini siz bilir misiniz? Uzanıpta yorgun düşen hikayesini? Bilmezsiniz. Çok kişi de bilmez Hasan Usta'nın hikayesini. Tanıyanlar bilir. Oturup boğaza karşı cigara tüttürenler bilir. Bilir de pek anlatmazlar. Bilirler de pek anlatılası gelmez. Gelmez çünkü Hasan Usta öyle demiştir. Hasan Usta cigarasını yakmıştır,ardı sıra sönen cigarasının ardından. Hasan Usta sevmez kendisine acınmasını. Bilinmesini istemez kendisinin. O huzurludur,Beyoğlu'nun arka sokaklarında çöpte ararken yiyeceğini. Hasan Usta gariptir. Görenler öyle derler. Derler de bilmezler pek Hasan Usta'nın gizemini. Aslında Adana da duymayan kalmamıştır Hasan Usta'yı. Bilenler bilir. Adana'lı olanlar bilir. Onu da yine tanıyanlar bilir. Oturup Kozan'da cigara tüttürenler bilir. Kozan'da doğmuştur Hasan Usta. '50li yıllarda. Hani yüzyılın tam ortasına denk düşen yıllar. Tam söylemez Hasan Usta doğumunu. Keza doğumu ona can verirken almış anacığının canını. O yüzden hep der,"Ben anamı taşırım yükümde." Hasan Usta'nın yüzü karadır. Adana'nın ovalarında kararmıştır. Güneş altında kararmıştır. Doğarken kararmıştır.Anasını kaybedince kararmıştır da,kararmasına. En son olaydan sonra iyiden iyiye karalar inmiştir yüzüne. Zayıfça yüzlüdür.Zaten kendisi de pek kilolu sayılmazdı. Eskiden de değildi. Değildi de bu kadar zayıf değildi Hasan Usta. Hasan Usta ama pek bir yamandı işinde. Hani üzerine yoktu şu koca Adana'da. Sanmıyorum olsun İstanbul'da da. Parmakları işi için yaratılmıştı. İnce uzun parmakları vardı. Dokundukları yere renk katarlar,cümbüş eklerler. Ustadır işte Hasan Usta. Renklerin ustasıdır. O dokununca renklere renkler dile gelir de bir güzel süslerler dokundukları yeri. Hasan Usta Ebru yapar. Ebru'nun hakkını da verir hani. Dökdükçe ödlü suyun üzerine renklerini,renkleri çiziverir Hasan Usta'nın içindekileri. Hasan Usta parmaklarıyla tutar fırçasını. İnce ince dokundurur suya. Kayar gider üzerinden renkler. Gider de zehri şerbete çevirir. Öyledir Hasan Usta ve onun renkleri. Atasından mirastır teknesi,fırçaları.Atasına da onun atasından. Dede yadigarı meslektir. Doğarken,anası öldüğünde damlamıştır onun için öd suyuna kara renk. Ondandır ebrularında bulunur siyahlık. Karalık. Kahrolası karanlık. Daha bebeyken düşmüştür beşiğine. Büyüten de süt anasıdır. Çok sevmiştir. Ama beşiğine düşen karanlık bulaşmıştır. Daha 7yaşına gelmeden kan davasından almıştır anası bellediği süt anasını yüreğinden. Babası desen zaten hayırsız imiş. Anasını hamile bırakıp kaçmış Adana Merkez'deki dostuna. Kaçmış amma,dayıları vuruvermiş meydanın ortasında. Meydan da bir ölü,bir katil. Yani ondandır beşiğine biraz da kan bulaşması. Allahtan kan ellerine bulaşmamış. Kalmış beşiğinde,kurumuş o doğuncaya kadar. Hasan Usta. Renklerin ustası. Bahtında tek renk vardır. Kara... Bahtı kara,kederi kara,hüznü kara... Suratı kara Hasan Usta... Kahrolasıca kara... Renklerin ustası Hasan Usta.... Onu tanımak için içmelisiniz boğaza karşı bir cigara. O size anlatır...Anlatır da şimdilik bu kadardır anlatılacak olan...